Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, çöl şartlarında dahi bazı ülkelerin modern sulama yöntemleriyle verimli üretim yapabilirken, Adana gibi verimli topraklara sahip bir bölgede bu teknolojilerin uygulanmamasının büyük bir kayıp olduğunu söyledi.

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, su kaynaklarının bilinçli ve sürdürülebilir bir şekilde yönetiminin, hem ülkemizin tarımsal geleceği hem de halkımızın temel ihtiyaçlarının karşılanmasındaki önemine dikkat çekti. Doğan, ‘’Küresel ısınmanın etkilerinin giderek arttığı bu dönemde, su kaynaklarımızda yaşanan sıkıntılar yalnızca Adana’yı değil, tüm Türkiye’yi ciddi şekilde etkilemektedir’’ dedi.

“İlimizin yüzde 38’i tarıma uygun”

Kamyonetle çarpışan motosiklet sürücüsü öldü Kamyonetle çarpışan motosiklet sürücüsü öldü

Doğan, Adana’nın tarıma elverişli arazilerinin genişliği ve verimliliği ile ülkenin en önemli tarım merkezlerinden biri olduğunun altını çizerek, “İlimizin yüzde 38’i tarıma uygun olup, bu alanın büyük kısmında yılın 365 günü ekim ve dikim yapılmaktadır. Ancak bu sürekli üretim döngüsü, yıl boyunca kesintisiz su ihtiyacını beraberinde getirmektedir. Mevcut su kaynaklarımızın sınırlı olması ve kötüye kullanımı, bu ihtiyacın karşılanmasını zorlaştırmaktadır’’ diye konuştu.

“Barajlarımız yeterince dolmuyor”

Adana’nın tarımsal su ihtiyacının ağırlıklı olarak kuzeydeki Seyhan, Çatalan ve Yedigöze barajlarından karşılandığını kaydeden Başkan Doğan, “Bu barajlar, Kayseri, Sivas ve Kahramanmaraş bölgelerinde biriken kar ve yağmur sularıyla dolmaktadır. Ancak bu bölgelerde de kuraklık kendini göstermekte, barajlarımız yeterince dolmamakta ve Adana’daki sulama faaliyetleri ciddi şekilde sekteye uğramaktadır. 2024 yılında bu durum daha da belirgin hale gelmiş ve Adana’da su kıtlığı yaşanmıştır. Çatalan Barajı’nda yaşanan durum, Adana’daki su krizini gözler önüne sermektedir. Barajın kot seviyesi 127 metrede olup, şu anda yalnızca 115 metreye kadar su kullanılabilmektedir. Bunun anlamı, barajdaki suyun üçte ikisinin, mevcut sistemle erişilemez durumda olmasıdır. Adana’nın içme suyunun da sağlandığı bu barajda kot seviyesinin daha da düşmesi durumunda, suya erişim daha da zorlaşacaktır. Geçtiğimiz Kasım ayında gerçekleşen yağışlar ve yüksek kesimlere düşen karlar sayesinde barajlarda bir nebze rahatlama sağlanmışsa da, bu çözüm kısa vadeli olmuştur. Kış boyunca yeterli yağış ve kar birikimi olmazsa aynı sorunun tekrar yaşanması kaçınılmazdır.’’ ifadelerini kullandı.

Kapalı basınçlı sulama sistemleri ve damlama sulama teknolojilerine geçiş hızlandırılmalı

Adana’daki su krizini, yaptıkları haberler ve medya aracılığıyla gündeme taşıdıklarını ve Devlet Su İşleri’nin (DSİ) bölgeye gelerek bir dizi inceleme gerçekleştirdiğine değinen, Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, ‘’Çatalan Barajı’nda yapılan bu incelemeler sonucunda, barajdaki mevcut kot seviyesinin ilerleyen dönemde 10 metre daha düşürülmesi halinde Adana’nın su sorunlarının büyük ölçüde rahatlayacağı ifade edilmiştir. Bu çalışmaların hızlandırılması ve kalıcı çözümler üretilmesi için yetkililerin harekete geçmesi hayati önemdedir. Adana genelinde tarımsal su kullanımının yüzde 77’lik bir oranla en yüksek seviyede olduğu göz önüne alındığında, modern sulama sistemlerine geçişin ne kadar acil olduğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Eski yöntemlerle yapılan vahşi sulama alışkanlıkları terk edilmeli, yerine kapalı basınçlı sulama sistemleri ve damlama sulama teknolojileri uygulanmalıdır. Çöl şartlarında dahi bazı ülkeler modern sulama yöntemleriyle verimli üretim yapabilirken, Adana gibi verimli topraklara sahip bir bölgede bu teknolojilerin uygulanmaması büyük bir kayıptır. Su kaynaklarımızın sürdürülebilir şekilde yönetilmesi ve tarımsal faaliyetlerin devamlılığını sağlamak için, eski açık kanal sistemlerinin yerine kapalı basınçlı sistemlerin devreye alınması ile hem su kaybı önlenecek hem de çiftçilerin maliyetleri düşürülecektir. Çatalan Barajı’nda kot seviyesinin düşürülmesi için acil planlama yapılmalı, bu proje hızla hayata geçirilmelidir. Tarımsal sulamada kullanılan suyun büyük kısmında tasarruf sağlayacak bu sistemlerin uygulanması için devlet teşvikleri artırılmalıdır. Çiftçilerin modern sulama yöntemlerine adaptasyonu için eğitim programları ve mali destek sağlanmalıdır’’ şeklinde konuştu.

Kaynak: iha