Adana’da ’dur’ ihtarına uymayarak otomobili ile çarptığı polis memurunun ölümüne neden olan uzman çavuş, 9 yıl hapis cezası istemiyle yargılanmaya başlandı. Tutuklu uzman çavuş, "Bir asker olarak, polis memurunu şehit ettiğim için vicdan azabı çekiyorum. Böyle bir olay olduğu için çok üzgün ve pişmanım" dedi. Hakim, görevsizlik kararı vererek dava dosyasını ağır ceza mahkemesine gönderdi.
Sarıçam ilçesi Sezai Karakoç Bulvarı’nda 7 Aralık 2024’te İlçe Emniyet Müdürlüğü Devriye Ekipler Amirliği’nde görevli polis memuru Mustafa Akgül (50), 31 AED 634 plakalı otomobilin sürücüsüne ‘dur’ ihtarında bulundu. İncirlik Üssü’nde görevli uzman çavuş olduğu öğrenilen sürücü Murat Altaş (34) dur ihtarına uymayarak otomobili ile polis memuru Akgül’ü altına alıp, yaklaşık 70 metre sürükledi. Otomobil sinyalizasyon direklerine çarparak durdu, polis memuru Akgül ise yaşamını yitirerek şehit oldu.
Kaza sonrası yakalanarak tutuklanan ve alkollü olduğu belirlenen uzman çavuş Altaş hakkında “Taksirle ölüme neden olma, görevi yaptırmamak için direnme” suçlarından Adana 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan dava görülmeye başlandı. Tutuklu sanık Murat Altaş’ın, bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemleri (SEGBİS) ile katıldığı duruşmaya, ölen polis memurunun babası Selim Akgül, eşi Ayşe, oğlu Şamil, Yavuz Selim, Malik Enes, kızı Sabiha Akgül ve kazaya şahit olan polis memurları A.Ş., R.Ş., A.Ç., S.Ç., Y.E. ile tarafların avukatları katıldı.
Sanık Murat Altaş, kazanın yaşandığı yerin her gün işe giderken kullandığı yol olduğunu söyledi. Altaş, kaza yerinin zifiri karanlık olduğunu belirterek, "Kazanın olduğu günün gündüzünde eşimle birlikte Hatay’a hasta ziyaretine gittik. Döneceğimiz zaman aracım bozuldu. Aracımı tamir için sanayiye bırakıp, yıllık iznimin bitmesi nedeniyle kaynımın aracını alarak, Adana’ya geri döndük. Önce dışarıda iki kadeh içki içtim daha sonra eve dönmek üzere yola çıktık. Kazanın olduğu yer her gün işe giderken geçtiğim yoldur. Ancak o bölge zifiri karanlıktı" dedi.
Sanık Altaş, polislerin uygulama noktası olduğuna dair bir işaret bulunmadığını öne sürdü. Polis memurlarını fark etmediğini dile getiren Altaş, "Polislerin uygulama noktası olduğuna dair bir işaret yoktu. Bu nedenle ilk başta ne dubaları ne de polis memurlarını fark ettim. Ben sağ şeritte ilerliyordum. Biraz ilerlediğim vakit önce dubaları sonra da 2 polis memurunu fark ettim. Polislere çarpmamak için frene bastım ve direksiyonu sola kırdım. Frene basmasaydım ileride duran 2 polis memuruna çarpacaktım. Sol tarafta da rahmetli varmış. Bölge karanlık olduğu için onu da görmedim. Eğer fark etseydim kesinlikle frene basmazdım. Sonradan bir şeye çarptığımı anladım ama o an ellerimi kendime kalkan yaparak, kendimi korumaya aldım. Zaten kazada bayılmışım. Hastanede gözümü açtığımda polis memuruna çarptığımı söylediler" diye ağlayarak kendini savundu.
"Vicdan azabı çekiyorum"
Sanık Altaş, "Ben karşı tarafa yardım etmek için can atıyorum. Ayrıca 5 yaşında engelli çocuğum var. Hem ona bakmak hem de karşı tarafa destek olmamın garantisi mesleğim. Tutuklu kaldığım sürece hakkımda soruşturma açılacak ve mesleğimden olacağım. Karşı tarafın acısını çok iyi anlıyorum. 7 yıl boyunca doğu görevi yaptım. Doğu görevim sırasında birçok arkadaşımı şehit verdik. Bu nedenle böyle bir şeyi bile isteye yapmam. Bir asker olarak, polis memurunu şehit ettiğim için vicdan azabı çekiyorum. Böyle bir olay olduğu için çok üzgün ve pişmanım. Tahliyemi talep ederim" dedi.
"4 çocuğumu babasız bıraktı"
Ölen polis memuru Murat Akgül’ün eşi müşteki Ayşe Akgül ise sanığın "Engelli çocuğum var" söylemlerine tepki gösterdi. Akgül, "Kendisi arkasında bir tane çocuk bıraktığı için üzülüyor ama benim 4 çocuğumu babasız bıraktı. Alkol alırken bunları hiç düşünmedi mi? Neden evinde içkisini içmedi" diyerek sanıktan şikayetçi olduğunu söyledi.
Ölen polisin oğlu Şamil Akgül de sanığın kurallara uymadığını dile getirerek, "Beni ve kardeşlerimi babasız, annemi eşsiz bıraktı. Aynı zamanda kendisinin de bir kolluk kuvveti olduğunu söylüyor ama kurallara uymayıp, devletin bir polis memurunu şehit ediyor. Şikayetçiyim" dedi.
Polis memurunun babası Selim Akgül ise, "Benim içim yandı, kendisinin de yansın. Cezasını alsın ve adalet yerini bulsun. Şikayetçiyim" ifadesini kullandı.
Acılı ailenin avukatı Yusuf Toygan Tambağ, sanığın polis memuruna çarptıktan sonra frene basmadığını ve kendisini yaklaşık 70 metre sürüklemeye devam ettiğini söyledi. Avukat Tambağ, sanık hakkında açılan "Taksirle ölüme neden olma" suçunun "Olası kastla öldürme" suçundan değerlendirilmesini isteyerek, "Sanık, polis memuruna çarptıktan sonra frene bastığını söylüyor ancak buna ait bir fren izi yok. Bu nedenle kendisinin ’olası kastla öldürme’ suçundan yargılanmasını talep ederiz" dedi.
Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasında, sanığın eylemlerinin olası kastla değerlendirilmesine, silah sayılan araçla memurların görevini yapmasına engel olmasına ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından cezalandırılmasını talep etti.
Mahkeme hakimi, sanığın tutukluluk halinin devamına ayrıca görevsizlik kararı verip dava dosyasının ağır ceza mahkemesine gönderilmesini kararlaştırdı.